Pigmentasyon Tedavisinde Radyofrekans (RF) Uygulamaları

Radyofrekans (RF) sistemleri, kolajen ve elastin sentezini uyarması yoluyla deri rejuvenasyonu, sarkma ve elastikiyet kaybı tedavisinde uzun yıllardır başarıyla kullanılmaktadır. Son dönemde ise RF uygulamalarının hiperpigmentasyon tedavisindeki yeri de araştırılmaya başlanmıştır. Pigmentasyon bozukluklarının patofizyolojisi incelendiğinde, RF sistemlerinin bu bozukluklar üzerinde de olumlu etkiler gösterebileceği ortaya konmuştur.

Melanogenez; sitokinler, büyüme faktörleri ve hormonlar gibi birçok unsur tarafından düzenlenen karmaşık bir süreçtir. Melanositler, keratinositler ve fibroblastlar gibi hücreler, yaşlanma sürecinde pigmentasyon üzerinde etkili olur. Senil lentigo, melazma ve postinflamatuar hiperpigmentasyon gibi yaşa bağlı pigmentasyon sorunları, yaşlanan hücrelerin birikimiyle ilişkilidir.

Kronik ultraviyole (UV) maruziyeti; keratinositlerde p53 indüksiyonu, alfa-MSH üretimi ve MITF aktivasyonu gibi yollarla melanogenezi tetikler. UV'ye maruz kalan keratinositler ayrıca endotelin-1, bFGF, SCF, GM-CSF, HGF gibi büyüme faktörleri salgılayarak melanositlerin aktivitesini artırır. Ayrıca fotoyaşlanmış hücrelerden salınan MMP-2 ve MMP-9 gibi enzimler bazal membran hasarına neden olur; bu durum da melaninin dermise geçişini kolaylaştırır.

Melazma tedavisinde RF sistemlerinin bazal membran onarımını destekleyerek, mast hücre sayısını ve solar elastozu azaltarak inflamasyon ve anjiogenezi baskıladığı gösterilmiştir. Örneğin, invaziv bipolar RF uygulaması sonrası farelerde bazal membran kalınlığının arttığı ve damar çaplarının küçüldüğü gösterilmiştir. Başka bir çalışmada, fraksiyonel mikroiğneli RF tedavisinin p16, p21 ve p53 gibi yaşlanma belirteçlerini azalttığı ve melanojenezi baskıladığı bulunmuştur.

Melazma tedavisinde RF sistemlerinin Q anahtarlı Nd:YAG lazerle birlikte kullanıldığı çalışmalarda, kombine tedavi grubunda hem MASI skorunda hem de pigmentasyon şiddetinde daha belirgin azalma bildirilmiştir. RF’nin tek başına veya lazerle kombinasyon halinde uygulanmasının nüks oranlarını düşürdüğü de raporlanmıştır.

Ayrıca RF sistemlerinin mikroiğneleme ve elektroporasyon yoluyla topikal ajanların cilt altına penetrasyonunu artırarak etkinlik sağladığı gösterilmiştir. Örneğin, %1 kojik asit içeren topikal jel ile birlikte yapılan RF uygulamaları MASI ve melanin skorlarında anlamlı düşüş sağlamıştır.

Hayvan modellerinde RF uygulamasının HSP90 ekspresyonunu artırarak BRAF/MEK/ERK yolunu aktive ettiği ve tirozinaz aktivitesini baskıladığı bulunmuştur. Bu da lenfatik drenajla dermal makrofajların eliminasyonuna katkıda bulunarak melanin temizliğini kolaylaştırmaktadır.

Solar lentigolar ise yaşa ve UV hasarına bağlı gelişen pigmentli lezyonlardır. Bu lezyonların oluşumunda fibroblastlardan salınan SDF-1 gibi faktörlerin azaldığı gösterilmiştir. RF uygulamaları bu sinyal yolunu düzenleyerek deri renginde açılma sağlamaktadır.

Postinflamatuar hiperpigmentasyon (PIH) ise inflamatuvar hastalıklar, kozmetik işlemler veya travma sonrası gelişebilir. RF uygulamaları, UVB’ye maruz kalan keratinositlerden salınan inflamatuar molekülleri (IL-1α, IL-6, TNF-α vb.) baskılayarak PIH gelişimini azaltabilir. RF sistemlerinin koyu cilt fototiplerinde bile PIH riski açısından lazer sistemlerine göre daha güvenli olduğu belirtilmektedir.

Efelidler (çiller) tedavisinde de RF sistemlerinin etkili olduğu gösterilmiştir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada, bipolar RF ve geniş bant optik enerji kombinasyonu ile efelid alan şiddetinde %70’e varan azalmalar elde edilmiştir.

Sonuç olarak, Ankara Life Polikliniği’nde Dr. Fatma Yıldız tarafından da uygulanan RF sistemleri; melazma, senil lentigo, PIH ve efelid gibi pigmentasyon bozukluklarında umut vadeden bir tedavi seçeneği sunmaktadır. RF’nin antiinflamatuar ve antianjiyojenik etkileri, bazal membran onarımı, ECM protein sentezinin düzenlenmesi ve topikal ajan penetrasyonunun artması gibi çoklu mekanizmalarla pigmentasyon tedavisinde etkili olduğu düşünülmektedir. Geniş hasta gruplarını kapsayan uzun dönemli, kontrollü çalışmalar RF uygulamalarının klinik etkinliğini daha iyi değerlendirebilmek açısından büyük önem taşımaktadır.

Dr. Fatma Yıldız – Ankara Life Polikliniği