Sivilce İzleri Lazer Tedavisi
Sivilce İzleri İçin En İyi Lazer Tedavisi Sivilceler (akne) çoğu insanın gençlik döneminde yaşadığı bir sorun olmakla ...
Sivilce, özellikle ergenlik döneminde başlayan, yüz, sırt ve göğüs gibi bölgelerde görülen iltihaplı ya da iltihapsız cilt lezyonlarıdır. Tıbbi adıyla akne vulgaris, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen kronik inflamatuar bir cilt hastalığıdır. Genetik yatkınlık, hormonal değişimler, beslenme, stres, çevresel faktörler gibi pek çok etkenle ilişkili olan bu durum, yalnızca bir estetik problem değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyal etkileri olan tıbbi bir sorundur.
✅ Sivilce Ne Kadar Yaygın?
Akne vulgaris (sivilce), özellikle ergenlik çağında %90’a varan görülme oranlarıyla en sık rastlanan dermatolojik rahatsızlıkların başında gelir. Türkiye'de yapılan çeşitli araştırmalarda, sivilcenin görülme oranları yaş ve cinsiyete göre farklılık göstermektedir:
✅ Sivilce (Akne) Neden Oluşur?
Akne vulgaris, yani sivilce; kıl folikülü ve yağ bezinden oluşan pilosebase ünitenin kronik inflamasyonudur. Bu hastalığın gelişiminde dört temel biyolojik süreç öne çıkar:
1. Yağ (Sebum) Üretiminin Artması
Ergenlik döneminde artan androjen hormonları, ciltteki yağ bezlerini uyararak aşırı sebum salgılanmasına neden olur. Bu yağlanma, gözenekleri tıkar ve sivilcenin ilk adımı atılmış olur.
2. Cilt Hücrelerinin Tıkanması
Ölü cilt hücrelerinin dökülmesi yavaşladığında veya yapışkan hale geldiğinde gözeneklerde birikme başlar ve bu durum siyah nokta (açık komedon) ya da beyaz nokta (kapalı komedon) oluşumuna neden olur.
3. Bakteriyel Kolonizasyon
Cutibacterium acnes (eski adıyla Propionibacterium acnes) bakterisi tıkanmış gözeneklerde çoğalır. Bu bakteri, yağları parçalayarak iltihaplanma başlatan maddelerin ortaya çıkmasına neden olur.
4. İltihaplanma
Bağışıklık sistemi, bakteri ve diğer uyarıcılara karşı bir yanıt verir. Bu süreçte ciltte kızarıklık, şişlik ve ağrılı sivilceler oluşur.
✅ Sivilceyi Tetikleyen Faktörler Nelerdir?
Genetik Yatkınlık
İkiz çalışmalarına göre, sivilce gelişiminde genetik faktörler %80'e kadar etkilidir. Ailede sivilce öyküsü varsa, kişinin sivilceye yakalanma ve daha şiddetli geçirme olasılığı yüksektir.
Hormonlar
Testosteron gibi androjen hormonlar, sebum üretimini artırarak akne vulgarisi doğrudan etkiler. Kadınlarda adet döngüsü, yumurtalık kistleri (PCOS) gibi hormonal dalgalanmalar erişkin sivilcesine neden olabilir.
Beslenme
Stres
Yoğun stres dönemlerinde kortizol ve CRH gibi hormonlar artar, bu da sebum üretimini ve iltihabı tetikleyerek sivilce şiddetini artırabilir.
Sigara Kullanımı
Bazı çalışmalarda sigaranın inflamatuar sivilceleri azalttığı, bazılarında ise etkisiz olduğu bulunmuştur. Sonuçlar çelişkilidir.
Hijyen Alışkanlıkları
Terleme ve Spor
Terleme gözenekleri tıkayabilir. Egzersiz sonrası gecikmeden duş almak bu etkiyi azaltır.
✅ Sivilcede Hormonlar ve Bağışıklık Sistemi Nasıl Rol Oynar?
Sivilce (Akne Vulgaris) Tedavisinde Sistemik Yaklaşım: Antibiyotikler, Hormonlar ve İzotretinoin
Sivilce, tıbbi adıyla akne vulgaris, bazı bireylerde sadece cilt yüzeyinde lezyonlara neden olurken, diğerlerinde daha derin, yaygın ve şiddetli formda karşımıza çıkar. Hafif vakalarda yerel (topikal) tedaviler yeterli olurken, orta ve şiddetli vakalarda sistemik tedaviye geçmek gerekir. Bu yazıda, bilimsel kaynaklara dayalı olarak, aknede kullanılan sistemik tedavi seçeneklerini detaylı şekilde ele alıyoruz.
✅ Sistemik Antibiyotikler
Antibiyotikler, sivilce tedavisinde en sık kullanılan sistemik ilaçlardır. Temel etkileri, akneye neden olan Cutibacterium acnes (P. acnes) bakterisinin çoğalmasını önlemektir. Bununla birlikte, nötrofil göçünü azaltarak, sitokin salımını baskılayarak ve inflamasyonu düşürerek doğrudan anti-enflamatuar etki de gösterirler.
Antibiyotiklerde Dikkat Edilmesi Gerekenler:
En Sık Kullanılan Antibiyotikler
Tetrasiklinler
Sivilcede en yaygın kullanılan antibiyotik grubudur. Ucuz ve güvenilir olmaları nedeniyle tercih edilir. En iyi etki aç karnına su ile alındığında elde edilir. Yan etkileri arasında ışığa duyarlılık, mide problemleri, vajinal enfeksiyonlar ve diş bozuklukları sayılabilir. Hamilelerde, emzirenlerde, böbrek yetmezliği olanlarda ve 8 yaş altı çocuklarda kullanılmaz.
Doksisiklin ve Minosiklin
Bu ilaçlar tetrasiklinin daha lipofilik türevleridir. Daha iyi emilim sağlarlar ve daha az yan etkilidirler. Doksisiklin genellikle 100–200 mg/gün, minosiklin ise 50–200 mg/gün dozlarında kullanılır. Minosiklin, dirençli vakalarda daha etkili olabilir, ancak Türkiye’de bulunması zordur. Yan etkileri arasında psödotümör serebri, otoimmün hepatit ve lupus benzeri reaksiyonlar olabilir.
Eritromisin
Tetrasikline alternatif bir antibiyotiktir. Ancak direnç gelişimi çok yaygındır. Genellikle aç karnına alınması önerilir. Mide rahatsızlıkları dışında ciddi yan etkisi yoktur.
Trimetoprim-Sulfametoksazol
Etkili, ancak yan etkisi olarak fiks ilaç döküntüsü yapabilir. Tok karnına alınmalıdır.
Klindamisin
Etkinliğine rağmen ciddi gastrointestinal yan etkileri (özellikle psödomembranöz kolit) nedeniyle nadiren sistemik kullanılır.
Diğer Antibiyotikler
Penisilinler, sefalosporinler, kinolonlar, azitromisin gibi makrolidler de denenmiş ancak yaygın kullanımları yoktur. Özellikle azitromisin, bazı çalışmalarla doksisiklinden daha etkili bulunmuştur.
✅ Hormonal Tedavi
Hormon tedavisi yalnızca kadın hastalar için uygundur. Özellikle hiperandrojenizm (erkeklik hormonu yüksekliği) olan veya klasik tedaviye dirençli vakalarda etkilidir. En sık kullanılan kombinasyon:
Etinil Östradiol (0.035 mg) + Siproteron Asetat (2 mg) (örneğin Diane 35).
Hormonal tedavi kimler için uygundur?
Kullanılan hormonlar:
En iyi etkiyi hormon seviyeleri kontrol edilerek yapılan tedavilerde gösterir. 6–12 ay kullanım önerilir, ardından etki azalabileceği için ara verilir.
Yan etkiler:
Kilo alımı, baş ağrısı, meme hassasiyeti, depresyon eğilimi, libidoda azalma, damar tıkanıklığı riskinde artış (özellikle sigara içenlerde) görülebilir.
✅ İzotretinoin: Sivilce Tedavisinde Devrim
İzotretinoin, aknede etkili olan dört temel faktöre de etki eden tek sistemik ilaçtır. Aşağıdakilerde kullanımı yaygındır:
Etki Mekanizması:
Dozlama:
Yan Etkiler:
Sonuç
Sivilce (akne vulgaris) tedavisinde sistemik ilaçlar, özellikle orta ve şiddetli vakalarda oldukça etkilidir. Tedavi seçiminde hastanın yaşı, cinsiyeti, lezyon tipi, daha önceki tedavi öyküsü ve eşlik eden hormonal bozukluklar dikkate alınmalıdır. Antibiyotikler, hormon tedavisi ve izotretinoin, doğru şekilde ve uygun sürede kullanıldığında uzun vadeli sonuçlar verir. Ancak her tedavi planı bireye özel olmalı, hekim gözetiminde sürdürülmelidir.
Sivilce tedavisi, sivilcenin şiddetine, derinliğine kısacası size göre düzenlenir. İlaç kullanmanızı engelleyecek bir hastalığınız varsa hiç ilaç verilmeden yalnızca iğneli radyofrekans ve kimyasal peeling tedavileri yapılabilir çok zor sivilcelerde hem ilaç tedavileri hem de iğneli radyofrekans tedavisi birlikte başlanabilir. Şu unutulmamalıdır ki hangi tedavi yapılırsa yapılsın sivilce tedavisi uzun bir tedavidir. Tedavide en önemli noktanın, hekimle uyumlu olup, verilen önerilere uymanız gerekmektedir.
Diyet ile akne arasında bir ilişki yoktur, yani cildimizi yağlı olmasının sebebi yediğimiz yiyecekler değildir. Yalnızca kan şekerini ani yükselte glükoz indeksi yüksek dediğimiz yiteceklerin mevcut akneyi alevlendirdiği görülmektedir. Bu nedenle çikolata, beyaz ekmek, şeker, fast food gıdalar, hazır meyve suları, süt ve süt ürünlerini çok tüketilmemesi önerilir.
Akne oluşumunun ana sebebi genellikle hormonal değişikliklerdir. Özellikle ergenlik döneminde, vücutta artan androjen hormonları, ciltteki yağ bezlerinin daha fazla üretim yapmasına yol açar. Bu fazla yağ, ölü deri hücreleriyle birleşerek gözenekleri tıkar ve akne oluşumuna zemin hazırlar. Hormonlardaki bu dalgalanmalar sadece ergenlik döneminde değil, adet döngüsü, hamilelik, menopoz veya stres gibi durumlarda da tetiklenebilir. Stres anlarında kortizol gibi stres hormonlarının artması da ciltte yağ üretimini artırarak akneye neden olabilir. Hormonal dengesizliklerden kaynaklanan akne sorununu yönetmek için cilt bakımına dikkat etmek önemli olsa da, hormonal tedavi ve doktor tavsiyesiyle sorunun köküne inmek gerekebilir.
Akne oluşumunu önlemek için düzenli cilt bakımı ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları oldukça önemlidir. İlk olarak, cildinizi sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez nazik bir temizleyici ile temizlemek, cilt yüzeyinde biriken fazla yağ, kir ve ölü hücrelerin gözenekleri tıkamasını önler. Bu temizlikte olabildiğince cilt yapınıza uygun ürünler kullanmak cildi tahriş etmemek ve yağ dengesini bozmamak açısından önemlidir. Yağlı ciltlerde su bazlı ürünler tercih edilmelidir. Bunun yanı sıra, akne oluşumunu artıran sert peelinglerden ve aşırı cilt kurutucu ürünlerden kaçınmak önemlidir, çünkü bu tür işlemler cildi tahriş ederek daha fazla yağ üretimine yol açabilir.
Cildin nemli tutulması da akne oluşumunu önlemeye yardımcı olur. Yağsız, hafif ve komedojenik olmayan güneş koruyucuları, cildin ihtiyacı olan nemi sağlarken gözeneklerin tıkanmasını engeller hem de koruma sağlar. Aktif sivilcelerde, iyileşme dönemlerinde ve lekelerinde de güneşin negatif etkisi olduğunu hatırlamalı ve güneşten çok iyi korunmalıdır.
Ayrıca, sağlıklı beslenme de akne oluşumunu engelleyen bir faktördür. Aşırı şeker, işlenmiş gıdalar ve yağlı yiyecekler, ciltte yağ üretimini artırarak akneye yol açabilir. Dengeli bir diyet, bol su tüketimi ve bol sebze-meyve tüketimi cildin sağlıklı kalmasını destekler. Stres de akneye katkıda bulunabilir, bu nedenle düzenli egzersiz, yeterli uyku ve stres yönetimi gibi yaşam tarzı faktörlerine dikkat etmek akne oluşumunu azaltmada etkilidir.
Ayrıca, yüzünüze sık sık dokunmaktan kaçınmak, hijyen kurallarına dikkat etmek ve düzenli olarak yastık kılıfı değiştirmek gibi basit önlemler de akne oluşumunu azaltabilir. Ayrıca makyaj malzelerinizin cildinize uygun olduğuna emin olup olası bir anormallikte (sivilcelenme, kuruluk vb) o ürünü bir ile iki hafta kullanmayı bırakarak alerjenin o üründen kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirlemek gerekir. Sorun geçiyor ise o ürünü kullanmamakta fayda vardır. Bunun yanı sıra makyaj malzelerini başkalarıyla paylaşmamak ve fırçaları sık sık temizleyip tam kuruduğunda kaldırmak da sivilceoluşumunu azaltmaya yönelik olumlu sonuçlar verecektir.
Sivilce İzleri İçin En İyi Lazer Tedavisi Sivilceler (akne) çoğu insanın gençlik döneminde yaşadığı bir sorun olmakla ...
Sivilce Lekeleri Nasıl Geçer? Akne (sivilce) sadece aktif iltihaplı döneminde değil, sonrasında bıraktığı kalıcı izler ve lekelerle ...
Akne Skarlarında Kök Hücre Tedavisi Akne vulgaris, ergenlik çağında %95 gibi oldukça yüksek bir görülme oranına sahip ...
Sivilce İzlerinde Altın İğne Tedavisi Akne (sivilce), özellikle erken dönemde etkin şekilde tedavi edilmediğinde ciltte kalıcı izler ...
Skar Tedavisi ve Yara İyileşmesinde Kök Hücrelerin Rolü Cilt, yaşam boyunca yüksek oranda kendini yenileyebilen bir organdır. ...
Akne Skar Tedavisinde Mikroiğneleme Mikroiğneleme, diğer adıyla perkütan kolajen indüksiyonu, son yıllarda popüler hale gelen minimal ...
Yara İyileşmesi ve Skar Oluşumu: Cildimiz Nasıl Onarılır? Cildimiz, vücudumuzu dış etkenlere karşı koruyan en büyük organımızdır. ...
Patolojik Sikatris Oluşum Sikatrisler, yara iyileşme sürecinin bir çıktısı olarak ortaya çıkar ve klinik görünümleri ile davranışlarına ...
Yara İyileşmesini Etkileyen Faktörler Yara iyileşmesi, çeşitli sistemik ve lokal faktörlerden etkilenir. Bu faktörlerin varlığı, yaranın iyileşme ...
Yara İyileşmesinin Patofizyolojisi ve Patolojik Sikatris Oluşumu Yara iyileşmesi, cilt bütünlüğü bozulduğunda vücudun doğal olarak başlattığı, karmaşık ...
Akne Vulgaris Tedavisinde Sistemik Antibiyotiklerin Yeri Dr. Fatma Yıldız – Ankara Life Polikliniği Akne vulgaris, özellikle yüz, sırt ...
Yara İyileşmesinin Patofizyolojisi ve Patolojik Sikatris Oluşumu Deri, insan vücudunun en büyük organı olup; dış çevreyle bariyer ...
Atrofik Sikatrislerde ve Stria Distanseada Tedavi Atrofik skarlar ve striae distensae (çatlak izleri), cilt yüzeyinde kalıcı izler ...
Yeni Ex Vivo ve İn Vivo Sikatris/Yara Dokusu Modelleri Cilt yaralanmalarının ardından gelişen skar (sikatris) dokusu, hem ...
Botulinum Toksin (BTX-A) Uygulamalarında Görülebilecek Komplikasyonlar ve Hasta Yönetimi Botulinum toksin tip A (BTX-A), Clostridium botulinum adlı ...