Akne Skar Tedavisinde Mikroiğneleme 

Mikroiğneleme, diğer adıyla perkütan kolajen indüksiyonu, son yıllarda popüler hale gelen minimal invaziv bir cilt tedavisidir. Deri üzerinde çok küçük ve ince iğnelerin yardımıyla yüzeyel ve kontrollü delikler açılarak uygulanır. Uygulama kolaylığı, düşük maliyeti ve etkinliği sayesinde dermatoloji alanında sıkça tercih edilmektedir.

İlk kez 1995 yılında Orentreich tarafından skar tedavisinde kullanılan bu yöntem, daha sonra 2006 yılında Fernandes tarafından geliştirilen mikroiğneli davul sistemiyle yaygınlaşmıştır. Mikroiğneleme, Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından akne skarı tedavisi için onaylanmıştır.

Mikroiğneleme Cihazları Nelerdir?

Mikroiğneleme tedavisinde farklı cihazlar kullanılmaktadır. En bilinen cihaz, silindir şeklinde olan ve 192 adet ince iğneden oluşan DermaRoller’dır. Bunun dışında düz başlıklı Dermastamp ve otomatik çalışan, ayarlanabilir iğne uzunluklarına sahip Dermapen cihazları da yaygın olarak kullanılır.

Mikroiğneleme Hangi Mekanizmayla Etki Eder?

Bu işlem sırasında cilt yüzeyinde oluşan mikrodelikler sayesinde ciltte kontrollü bir hasar oluşturulur. Bu hasar, vücudun doğal yara iyileşme sürecini başlatarak kolajen ve elastin üretimini tetikler. Zamanla ciltte yenilenme ve sıkılaşma sağlanır. Yapılan araştırmalar, birkaç seans sonrasında ciltte kolajen ve elastin miktarının yüzde 400’e kadar arttığını göstermektedir.

Mikroiğneleme Nasıl Uygulanır?

Ankara Life Polikliniği'nde Dermatoloji Uzmanı Doktor Fatma Yıldız tarafından uygulanan mikroiğneleme işlemi, klinik ortamda, genellikle 10-20 dakika sürmektedir. Uygulama öncesinde topikal anestezik krem ile cilt uyuşturulur ve antiseptik solüsyonla temizlenir. Uygulama sırasında cihaz başlığı cilt yüzeyinde yatay, dikey ve çapraz geçişlerle gezdirilir. İşlem sonrası oluşan hafif kanamalar, tedavinin yeterli olduğunu gösterir.

İşlem sonrası hafif kızarıklık ve ödem oluşabilir ancak bu etkiler genellikle 2-3 gün içerisinde geçmektedir. Güneş koruyucu ve cilt yenileyici kremlerle bakım önerilmektedir. Seanslar genellikle 3-8 hafta aralıklarla planlanır ve ciltteki olumlu etkiler birkaç ay içinde belirginleşir.

Akne Skarlarında Mikroiğneleme Etkisi

Akne izleri, özellikle atrofik yani çökük skarlar için mikroiğneleme oldukça etkili bir tedavi seçeneğidir. Çeşitli klinik çalışmalarda, mikroiğneleme tedavisinden sonra özellikle rolling ve boxcar tipi skarlarda ciddi iyileşmeler gözlenmiştir.

Bazı çalışmalarda mikroiğneleme ile birlikte Platelet Rich Plasma (PRP) veya C vitamini gibi destek tedaviler de uygulanmıştır. Bu kombinasyonlar, özellikle rolling tipi akne izlerinde başarı oranını artırmaktadır. Ancak bazı araştırmalar, mikroiğnelemenin tek başına da oldukça etkili olduğunu göstermektedir.

Mikroiğneleme Başka Hangi Tedavilerle Kombine Edilebilir?

Mikroiğneleme, kimyasal peeling, lazer tedavileri, PRP ve subsizyon gibi yöntemlerle kombine edilerek etkisi artırılabilir. Yapılan çalışmalarda mikroiğneleme ile fraksiyonel lazerin birlikte uygulanması durumunda skar iyileşmesinde daha iyi sonuçlar alındığı bildirilmiştir.

Yan Etkileri Nelerdir?

Mikroiğneleme sonrası en sık karşılaşılan yan etkiler geçici kızarıklık, şişlik ve morluklardır. Özellikle kemik üstü alanlarda, çok baskı uygulandığında tramvay hattı görünümünde izler oluşabilir. Nadir de olsa, hiperpigmentasyon, enfeksiyon veya kontakt dermatit gibi komplikasyonlar görülebilir. Pen veya stamp şeklinde cihazlar, bu yan etkileri azaltmak açısından daha güvenlidir.

Sonuç ve Öneri

Ankara Life Polikliniği'nde uygulanan mikroiğneleme işlemi, özellikle atrofik akne izlerinin tedavisinde etkili, güvenli ve memnuniyet oranı yüksek bir yöntemdir. Dermatoloji Uzmanı Doktor Fatma Yıldız, mikroiğneleme tedavisinin tek başına ya da destekleyici yöntemlerle birlikte uygulanmasının, hastaların cilt kalitesini önemli ölçüde artırdığını belirtmektedir. Rolling ve boxcar tipindeki akne izlerinde daha başarılı sonuçlar verirken, icepick skar tipinde sınırlı etki gösterebilir.

Cilt yenileme ve iz tedavisi arayan hastalar için mikroiğneleme, Ankara Life Polikliniği'nde güvenle tercih edilebilir bir yöntemdir.