Akne Vulgaris Tedavisinde Sistemik Antibiyotiklerin Yeri

Dr. Fatma Yıldız – Ankara Life Polikliniği

Akne vulgaris, özellikle yüz, sırt ve gövdede bulunan kıl kökü ve yağ bezlerinden oluşan yapının (pilosebase ünite) kronik iltihaplı bir hastalığıdır. Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan bu rahatsızlık, bazı bireylerde erişkinlikte de devam edebilir. Kadın ve erkeklerde benzer oranlarda görülmekle birlikte, erkeklerde daha şiddetli seyredebilirken, kadınlarda erişkin dönemde kalıcı olma eğilimi gösterebilir.

Her ne kadar akne vulgaris zamanla kendiliğinden düzelebilen bir hastalık olsa da, hem fiziksel hem de psikolojik etkileri nedeniyle önemsenmesi gereken bir durumdur. Ankara Life Polikliniği'nde, Dermatoloji Uzmanı Dr. Fatma Yıldız, hastalığın sadece görünür belirtilerini değil, aynı zamanda psikososyal etkilerini de göz önünde bulundurarak kişiye özel tedavi planları sunmaktadır.

Akne Tedavisinde Amaç Nedir?

Tedavinin temel amacı, aknenin altında yatan biyolojik süreçleri normale döndürmektir. Bu süreçte topikal (cilt yüzeyine uygulanan) tedaviler genellikle ilk aşamada tercih edilir. Ancak orta ve şiddetli vakalarda veya sırt, omuz ve göğüs gibi geniş bölgeleri tutan yaygın aknede sistemik antibiyotik tedavisi gerekebilir.

Sistemik Antibiyotikler Nasıl Etki Eder?

Sistemik antibiyotikler, akneye neden olan Propionibacterium Acnes adlı bakterinin büyümesini baskılar. Ayrıca, antiinflamatuar etkileri sayesinde ciltteki iltihaplanmayı da azaltırlar. Tetrasiklin grubu antibiyotikler (örneğin doksisiklin, minosiklin), makrolidler (eritromisin, azitromisin) ve bazı diğer gruplar sıklıkla kullanılmaktadır.

Bu antibiyotikler yalnızca bakterileri öldürmekle kalmaz, aynı zamanda kıl kökü çevresindeki hücre birikimini azaltarak komedon (siyah nokta ve beyaz nokta) oluşumunu da engeller.

En Sık Kullanılan Sistemik Antibiyotikler

1. Tetrasiklin:
Akne tedavisinde en yaygın kullanılan ilaçlardan biridir. Günde 1 gram dozla başlanır, daha sonra yarıya düşürülerek sürdürülür. Aç karnına alınmalıdır. Fotosensitivite (güneşe duyarlılık), mide-bağırsak sorunları ve 12 yaş altı çocuklarda dişlerde renk değişimine yol açabilir.

2. Doksisiklin:
Tetrasiklinin ikinci kuşak türevidir. 50-200 mg doz aralığında kullanılır. Yemeklerle birlikte alınabilir ve daha az mide problemi yapar. Güneşe karşı hassasiyet yapabilir.

3. Minosiklin:
En güçlü tetrasiklin türevidir. Yemeklerden bağımsız kullanılabilir. Ancak nadir de olsa baş dönmesi, baş ağrısı, ciltte koyulaşma ve otoimmün hastalık belirtileri gibi yan etkileri olabilir.

4. Eritromisin:
Hamilelerde güvenle kullanılabilen bir antibiyotiktir. Ancak direnç gelişme riski yüksektir ve bu nedenle dikkatli kullanılmalıdır.

5. Azitromisin:
Yeni nesil makrolid antibiyotiktir. Haftada 3 kez ya da ayda 4 gün gibi farklı doz şemalarıyla kullanılabilir. Uzun etkili ve güvenlidir.

6. Diğerleri (Limesiklin, Roksitromisin, Ko-trimoksazol, Klindamisin):
Daha az sıklıkla tercih edilmekle birlikte bazı özel durumlarda bu antibiyotikler de kullanılabilir.

Antibiyotik Direnci Neden Önemli?

Uzun süreli ve gereksiz antibiyotik kullanımı, bakterilerin zamanla bu ilaçlara karşı direnç geliştirmesine yol açabilir. Bu durum, tedaviyi zorlaştırır ve yeni enfeksiyonlara zemin hazırlar. Özellikle eritromisin gibi bazı antibiyotiklere karşı direnç oranı oldukça yüksektir.

Bu nedenle Dr. Fatma Yıldız, Ankara Life Polikliniği’nde sistemik antibiyotik tedavisini;

  • Gereken süreden fazla sürdürmemekte,

  • Topikal tedavilerle desteklemekte,

  • Uzun süreli kullanımlarda tedaviye 5-7 gün benzoil peroksit ekleyerek direnç gelişimini önlemektedir.

Tedavide Nelere Dikkat Edilmeli?

  • Sistemik antibiyotikler topikal ajanlarla kombine kullanılmalıdır.

  • Topikal ve sistemik olarak aynı tür antibiyotikler birlikte verilmemelidir.

  • Antibiyotiklerin etkisini azaltabilecek diğer ilaçlar (örneğin doğum kontrol hapları) ile birlikte kullanımda dikkatli olunmalıdır.

  • Direnç gelişimi veya aniden kötüleşen cilt görünümü varsa bakteriyel direnç ya da Gram-negatif folikülit akla gelmelidir. Bu durumda kültür testi ile doğru tedaviye geçilmelidir.

Sonuç

Akne vulgaris, doğru şekilde yönetildiğinde kontrol altına alınabilen bir cilt hastalığıdır. Sistemik antibiyotikler, özellikle orta ve şiddetli akne vakalarında oldukça etkili bir tedavi seçeneğidir. Ancak bu tedavilerin dikkatli, bilinçli ve uzman gözetiminde uygulanması gerekir. Dr. Fatma Yıldız liderliğindeki Ankara Life Polikliniği ekibi, akne tedavisinde bilimsel kılavuzlara uygun yaklaşımlarla, hem cilt sağlığınızı hem de psikolojik iyilik halinizi desteklemeyi hedeflemektedir.